Bir akşam vakti kadın oldun Esved,
Hem de devletten maaşlı
bir memur tarafından.
Seni saklamayacak artık
hiçbir ıslık,
Farkına varmadan
ezdiğimiz karıncalar kadar bozuk attık hayata,
Yine de hatırla sıtma
nöbetlerinden çıktığımız sabahları.
Budur hiç yayınlanmamış
bir fotoğraf gibi kalan
Göğsümüzde kurulmuş bir
arıtma tesisi gibi,
Bir ruhi enflamasyondur
aşk,
Ve anlamaz ekonomistler
bundan bu sadece isim benzerliği.
Bakma sen yontulmuş
taşlara,
Hiçbir insana şekil
veremez şekilsiz parmaklar.
Haksızlık mı bu? Ben
istiyorum ki ölsün tüm benler.
Âmâya yeşil anlattım
senelerce, meraklanma bunlar son demler.
Bir akşam vakti kadın
oldun Esved,
Hem de devletten maaşlı
bir memur tarafından.
Sıkışıp kaldım telaşlı
bir bekleyiş içerisinde,
Boynuma bir çakı gibi
doğrultuldu kalemler,
İstifra ettim bu bana
unutturur birçok şeyi.
Soğuyor ısıtılmış demir
parmaklıklar,
Beni bir biyolog
yapıyor öfke,
Kimse kimseyi sevmiyor,
kimse sevmiyor, kimse.
Şükür ki nefes almaya
faiz işlemiyor,
Ve hiçbirimiz yağmurlu
günlerden alacaklı değiliz,
Neyse payımıza düşen
onu yer gideriz.
Haksızlık mı bu? Ben
istiyorum ki ölsün tüm benler.
Âmâya yeşil anlattım
senelerce, meraklanma bunlar son demler.
Herkesin bir temmuzu
vardır,
Bu böyle gelmiş böyle
gider…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder